15 Mayıs 2015 Cuma

http://dasdelenoznur.blogspot.com.tr/

http://hulyabozdeve.blogspot.com.tr/

http://kendikendimecizdiklerim.blogspot.com.tr/
                           ESKİŞEHİR YEMEKLERİ   

Eskişehir’in köklü bir geçmişe sahip olması, tarih boyunca birçok farklı kültür ve medeniyetlere ev sahipliği yapması, şehrin yemeklerine de farklı lezzetler ve çeşitlilik katmıştır. Günümüz Eskişehir yemeklerinde, Anadolu kültürüne ait geleneksel beslenme alışkanlıkları devam etmektedir. Ancak geçmiş yıllarda bu şehre göç eden Kırım, Kafkas ve Balkan göçmenlerinin yöresel yemekleri de sıklıkla görülmektedir.
Eskişehir yemekleri şehrin kırsal kesimlerinde hamur işleri, buğday ve bulgur ürünlerinden oluşmakta olup ebegümeci, mantar gibi sebzeler de tüketilmektedir. Et yemekleri ise daha çok şehir merkezlerinde tüketilmektedir. Özellikle Odunpazarı bölgesinde mayasız hamurdan ve haşhaştan yapılan gözleme ise şehrin bir diğer özel lezzetlerinden biridir. Eskişehir yemekleri içinde çorbalar da önemli bir yer tutmaktadır. Sütlü ovmaç, toyga, göceli tarhana ve düğün köfte çorbaları şehrin yöresel çorbalarından bir kaçıdır.
Şehirle özdeşleşmiş Kalabak Suyu’nun dışında; balaban köfteden kuzu sorpaya, çibörekten tabak böreğine,met helvadan bamya çorbasına kadar daha birçok özel lezzeti Eskişehir yemek kültüründe bulmanız mümkündür.
Eskişehir Yemek
Şehir geziniz esnasında Eskişehir yemeklerini tatmak istediğinizde ise Porsuk Çayı çevresindeki restoranlar başta olmak üzere şehir genelinde yer alan birçok restoranı tercih edebilirsiniz. Ayrıca Eskişehir yemeklerinin fiyatları, şehrin öğrenci nüfusunun çoğunlukta olması sebebiyle gayet uygun ve hesaplı olduğundan seyahatiniz boyunca birçok özel lezzeti tatma fırsatınız bulunmaktadır.

Yöresel Eskişehir Yemekleri

Yöresel Eskişehir yemekleri oldukça çeşitli olup ana hatlarıyla; geleneksel yemekler, Kırım Tatar yemekleri, düğün yemekleri şeklinde kategorize edilebilir. Eskişehir’in bölgelerine göre yemek alışkanlıkları da değişmekte olup kimi yörelerde et yemekleri kimi yörelerde hamur işi ve buğday ürünlerinden yapılan yemekler kimi yörelerinde ise haşhaşın yoğun olarak kullanıldığı yemekler yapılmaktadır. Ayrıca yöresel Eskişehir yemekleri denildiğinde çibörek ve balaban köfte listenin başında gelmektedir.

Eskişehir Restoranları

Şehirde Eskişehir yemeklerini afiyetle yiyebileceğiniz birçok mekan mevcut. Bu bölgeye özgü lezzetleri tatmak istediğinizde; Porsuk Çayı çevresinde ve şehrin işlek caddelerinde yer alan restoranları ve Eskişehir kültürüyle özdeşleşmiş mekanları, esnaf lokantalarını ziyaret edebilirsiniz. Şehrin merkezinde bulunan Papağan Çiğbörek Evi, Eskişehir’in en meşhur çibörek salonu olup Eskişehir Tren İstasyonu’nun karşısında yer alan Köfteci Ali ise en iyi ızgara köfte yapan restoranlardandır.

2 Mayıs 2015 Cumartesi






                                                 PORSUK ÇAYI VE ADALAR


 

Porsuk Çayı ve Adalar Bölgesi Eskişehir‘in en güzel ve hareketli bölgelerinin başında yer alıyor.
Porsuk Çayı 450 kilometreye yakın bir uzunlukla Sakarya Nehri’nin en uzun koludur. Bayatçık Deresi ve Kızıltaş Suyu gibi iki güçlü akarsudan beslenen bu çay uzun yıllar bakımsız bir görüntü çizmiş, ancak son yıllarda hızla turistik bir değer haline getirilmiştir. İki barajı besleyen bu çay aynı zamanda bölgenin ekonomik faktörleri arasında da güçlü bir konuma sahiptir.
Porsuk Çayı‘nın kent merkezine rastlayan bölgesine Adalar denilir. Adalar bölgesi çayın ıslahıyla birlikte bölgenin en önemli merkezleri arasına girmiştir. Şair Fuzuli Caddesi, Doktorlar Caddesi, Atatürk Caddesi, Çarşı gibi önemli merkezleri kapsayan Adalar bölgesi idari olarak da bir kaç mahalleyi kapsar. Hatta Adalar Eskişehir’in Odunpazarı ve Tepebaşı gibi iki merkez ilçesinden de bazı kısımları kapsamaktadır.
Kent merkezini ortadan bölen bu güzel akarsu yanında çeşitli eğlence mekanları, cafeler, restoranlar ve alışveriş merkezleri bulabilirsiniz.

Porsuk Çayı’nda Gondol ve Bot Seferleri

Porsuk Çayı gezisinde asla ihmal etmemeniz gereken bir şey varsa o da gondol gezisi yapmaktır. Porsuk Çayı‘nda bir gondol sefası yapmışsanız Eskişehir’in en önemli bölgelerini su içinden seyretme fırsatı bulursunuz. Tarihi Tepebaşı Belediyesi binası altından bineceğiniz gondollar üç dört kişi kapasitelidir. Gondolu kullanan kişiler Venedik kıyafetleri giymektedir.
Gondol seferleri yaklaşık 20 dakikalık bir seferde Eskişehir’in güzelliklerini bir başka perspektiften göstermektedir. Gondollarda evlilik teklifleri de yapılabilmekte, Adalar bölgesindeki köprülere asılan pankartlarla hoş sürprizler hazırlanabilmektedir.
Porsuk Çayı üzerinde Büyükşehir Belediyesi’nin organizasyonu ile bot seferleri düzenlenmektedir. İstanbul’daki motorların biraz daha küçükleriyle yapılan seferler şehrin Venedik tarzını güçlendiren bir özelliğidir. Gondol seferleri gibi eski Tepebaşı Belediyesi binası altından başlayan bu seferler Adalar boyunca iyi bir gözlem ve keyif şansı sağlar. Gondoldan ucuz olmasıyla ekonomik gezi isteyenlerin tercih edebileceği bir araçtır.


                                           
                                    SAZOVA PARKI

Sazova Parkı olarak bilinen Eskişehir en büyük parkının resmi adı Sazova Bilim Kültür ve Sanat Parkı‘dır. Adından da anlaşılacağı üzere burası klasik anlamda inşa edilmiş bir park değildir. Türkiye’nin en özgün parkları arasında sayılan parkta yapım çalışmaları halen devam etmektedir.
Sazova Parkı 400 bin metrekarelik bir alana sahiptir. Bu yanıyla Türkiye’nin bir çok parkından daha büyük olma özelliğine sahiptir. İçerisinde restoran ve kahve evleri, Masal KöşküUzay EviSualtı DünyasıAmfi Tiyatro, Bilim Deney MerkeziKorsan Gemisi, gezi ve oyun alanları barındıran bu park en az yarım gününüzü ayırarak gezmeniz gereken bir yerdir. Dilerseniz Sazova Parkı içinde yer alan ücretsiz gezi treni ile de parkı gezebilirsiniz.

                               ÇAĞDAŞ CAM SANATLARI MÜZESİ

Çağdaş Cam Sanatları Müzesi Eskişehir Odunpazarı Evleri bölgesinde kurulmuştur. 2007 Yılında hizmete açılan müze üç tarihi evin restore edilmesiyle oluşan bina içinde yer almaktadır. Tarihi Odunpazarı Evleri ziyaretiniz sırasında mutlaka bu müzeyi de görmelisiniz. Hammaddesi cam olan bir birinden güzel eserleri burada seyrederek bir camdan ne kadar harika eserler çıkabileceğini görme şansına bu müze sayesinde kavuşabilirsiniz.
Çağdaş Cam Sanatları Müzesi, Anadolu ÜniversitesiEskişehir Büyükşehir Belediyesi ve Cam Dostları Grubu‘nun ortak çalışmasıyla meydana gelmiştir. İçerisinde yerli ve yabancı yüz kadar sanatçının eserleri sergilenmektedir. Büyük çoğunluğu yerli olan sanatçılar burada eserlerini takdim etmekte, sanatçılarla kurulacak iletişim sonucu kimi eserler satın alınabilmektedir.
Çağdaş Cam Sanatları Müzesi içinde camdan yapılmış bir minyatür sandalye görebilirsiniz. Her bir bacağı özenle işlenmiş bir akrep, kaslarının girintileri özenle tasarlanmış bir minyatür at; her bir taşı camdan yapılmış satranç takımı müzenin klasik eserlerindendir. Diğer yandan müze içinde postmodern sanat eseri sayılabilecek çeşitli figürler de bulunmaktadır.

                             ŞEHR-İ AŞK ADASI
Şehr-i Aşk Adası Eskişehir‘de Gökmeydan Mahallesi’nde bulunur. 2010 yılında açılışı yapılan yapay ada Porsuk Çayı üzerinde kurulmuştur. Açılışı sırasında yerli ve yabancı yüzlerce ünlü ismi ağırlayan ada ulusal basında da heyecanla takip edilmiştir.
Şehr-i Aşk Adası Eskişehir’e aşk şehri imajı yerleştirilmesine yönelik atılan adımlardan biridir. Açılışının yapıldığı yılda şehrin her yanı aşk imgeleriyle süslenmiş, Eskişehir’de yaşadığı rivayet edilen Yunus Emre’nin dizeleriyle aşk anlatılmıştır. Bu gün bu ada da bu imajın yaratılmasına sağladığı katkıyla şehrin temel turizm varlıkları arasına girmiştir.
Şehr-i Aşk Adası‘na ulaşım bir köprüyle sağlanmaktadır. Köprüyü geçtikten sonra yemyeşil bir alanın kendisini çepeçevre kuşatan akarsuyla özdeşleştiğini görürsünüz. Özellikle bahar ve yaz aylarında ziyaretçi bolluğu yaşayan ada, aynı zamanda bir park olarak düzenlenmiştir. Şehr-i Aşk Adası içinde sizin ve sevdiğinizin ismini kazıyabileceğiniz kütükler yer almaktadır. Buraya yazılan yazılar koruma altındadır ve silinmemesi için çalışılmaktadır.

                                 
                              KENTPARK
Eskişehir Kentpark

Kentpark, Eskişehir ‘de ye alan en güzel parklardan biridir. Park için yer alan Türkiye’nin ilk yapay plajı Kentpark’ın ülke genelinde bilinmesini sağlamıştır. Plaj haricinde parkta bir çok oyun gurubu, yürüyüş parkurları, restoran ve cafeler yer almaktadır. 
Kentpark içinde inşa edilen plaj alanında tek olma özelliğine sahiptir. Plajın suyunun durgun olması ve havuz kriterleri sağlamaması Sağlık Bakanlığı tarafından kriterlere uymama gerekçesiyle kapatılmasına yol açmıştır. Ancak kapatıldıktan bir yıl sonra havuz kenarındaki kumlar kalmış, havuz içine mermer döşenmiştir. Bu şekilde yeniden kullanıma açılan plaj orjinalliğini yitirmiş ve denize uzak kalan Eskişehir halkının ilgisini çekmiştir. Bu gün plaja daha çok 15- 25 yaş arası erkek ziyaretçiler ilgi göstermektedir. Yapay plaj yanında yer alan yüzme havuzu da büyük ilgi görmektedir.
Kentpark Otogar ve Gökmeydan Mahallesi arasında yer almaktadır. Yüz ölçümü bakımından bir hayli geniş olan park içinde bir de gölet bulunmaktadır. Özellikle yaz aylarında buradaki süs balıkları ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Kış aylarında parkın ziyaretçi sayısı bir hayli düşmektedir. Ancak özellikle kar yağdığında ve gölet donduğunda burası bir başka güzel olmaktadır.

BALMUMU MÜZESİ
Tam adı Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi olanEskişehir Balmumu Heykel Müzesi, ilk ziyaretçilerini 19 Mayıs 2013 tarihinde ağırlamıştır. Dünyanın pek çok ülkesinde yer alan, ilk olarak 1835 yılında İngiltere’de açılan Madame Tussauds Müzesi’nin Türkiye’deki ilk ve tek örneği Eskişehir Balmumu Heykel Müzesi’dir.
Oldukça canlı ve gerçeğe yakın bir izlenim uyandıran balmumundan yapılma heykeller; müzede balmumu heykeli bulunan tarihi ve popüler kişileri görmeye gelen ziyaretçilere oldukça etkileyici bir deneyim yaşatmaktadır. Müzede; Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen tarafından müzeye bağışlanan, tarihi kişiler ve yerli, yabancı ünlülerden oluşan 160 balmumu heykeli bulunmaktadır.
Eskişehir’in Odunpazarı semtindeki Çağdaş Cam Sanatları Müzesi’nin yanında yer alan Eskişehir Balmumu Heykel Müzesi; farklı çalışmaların yer aldığı 5 bölümden oluşmaktadır. Salon A denilen birinci bölümde; Atatürk ve silah arkadaşları, Atatürk’ün ailesi, Osmanlı padişahları, cumhurbaşkanları gibi karakterler ve Osmanlı, Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet gibi simgelere ait figürler yer almaktadır.

2 Nisan 2015 Perşembe

                                                        

                               

                       ESKİŞEHİR
  •  Eskişehir, Türkiye'nin bir ili ve en kalabalık yirmi beşinci şehri. 
  • 2014 yılına göre Eskişehir nüfusu 812.320'dir. 
  • Ortasından Porsuk Çayı geçen şehir, içerisinde Osmangazi Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi'nin bulunması nedeniyle bir öğrenci kenti görünümündedir.
  • Met helvası, Nuga helvası, Haşhaşlı çörek, Kalabak suyu, Çibörek ve Lületaşı ile meşhurdur. İşlenebilir lületaşı, Türkiye'de yalnız Eskişehir'de çıkarıldığı için Eskişehir taşı olarak blinir.
  •  Türkiye'de Eskişehir ve Sivrihisar dolaylarında yetişen bir çoban köpeği olan akbaş da şehre ait önemli değerlerdendir.
  •  Sanat kurumları ve tesisleri ile kültür ve sanatta gelişmiş bir şehirdir.
  •  Anadolu Üniversitesi ve büyük şehir belediyesi bünyesinde iki adet senfoni orkestrası bulunmaktadır. Ayrıca her yıl düzenlenen Uluslararası Eskişehir Festivali ile şehirde müzik, tiyatro, resim ve sinema dallarında sergiler ve gösteriler yapılmaktadır.
  • Eskişehir günümüze kadar değişik uygarlıklar altında varlığını sürdürmüştür. Üzerinde kurulan medeniyetlerden bazıları Frigya,Bizans, Anadolu Selçukluları ve Osmanlı İmparatorluğu'dur.
  • Türk Silahlı Kuvvetleri Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı Muharip Hava Kuvveti, Hava Füze Savunma Komutanlığı, 1. Hava İkmal ve Bakım Merkez Komutanlığı ve 1. Ana Jet Üs Komutanlığı da Eskişehir'de bulunmaktadır. Ayrıca hem askerî hem de sivil havaalanı (Anadolu Üniversitesi Havaalanı) bulunmaktadır.
  • Eskişehir 2013 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti ve UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Başkentliği unvanlarını taşımaktadır.






                   ODUNPAZARI EVLERİ






  • Odunpazarı Evleri Eskişehir‘in dünya kültür mirasına eklediği en önemli eserler arasında yer almaktadır. 
  • Tarihten bu yana Evliya Çelebi’nin de içinde bulunduğu pek çok gezgin tarafından övgüyle bahsedilen bu mekanlar Eskişehir açısından önemli turizm merkezlerinden biridir.
  • Odunpazarı Evleri Eskişehir’in iki merkez ilçesinden Odunpazarı Belediyesi sınırları içindedir. 
  • Eskişehir’in en eski yerleşim yeri olan bu evler tarihsel ve kültürel önemi göz önüne alınarak belediye tarafından restore edilmiştir. 
  •  Çok kısa bir sürede de dünya çapında üne kavuşan bu yapılar Eskişehir’e yolu düşen her gezgin tarafından mutlaka görülmelidir.
  • Odunpazarı Evleri tarihi Atatürk Lisesi civarında kalan bölgededir. 
  • Burada çeşitli müzeler, kültürel ve ticari değer taşıyan mağazalar, bir kaç sahaf, dernekler ve kültür merkezleri bulunmaktadır., 
  • Bölgedeki en önemli eserler arasında tarihi Kurşunlu Külliyesi ve Atatürk Lisesi sayılabilir.
  •  Eski tarihlerde Hamamyolu Yediler Parkı civarında şehrin ticari hayatı şekillenirken bu bölgede de yerleşim yerleri oluşturulmuştur. Halen Hamamyolu bölgesi önemli alışveriş merkezleri arasındadır. Odunpazarı Evleri içinde yer alan bazı evler de halen konut olarak kullanılmaktadır.





                                             LÜLETAŞI










Lületaşı İşlenmesi kolay beyaz renkli, gözenekli bir mineral. Lületaşının dünyada en çok bulunduğu yer Eskişehir'dir. Bu ilimize bağlı Sepetçi köyünde bol miktarda bulunan lületaşı, umumiyetle pipo, sigara ağızlığı tesbih, biblo ve süs eşyası imalinde kullanılır. Toprak içinde, geniş damarlar içinde serpilmiş çakıl kümeleri halinde bulunan lületaşının, ana maddesi hidratlı bir magnezi silikattır. Emici özelliği olması dolayısıyla, ağızlık ve pipo yapımında birinci sınıf malzeme sayılır.


LÜLETAŞININ HİKAYESİ : Köstebeğe Saygı
Lületaşının ortaya çıkarılışı ile ilgile bir söylencede şöyle anlatılmaktadır: Rivayete göre lületaşını ilk bulan ve lületaşı yer altı yolunu gösteren köstebekmiş. Bir yaz günü Karatepe mevkiinden civar başka bir köye gitmekte olan bir delikanlı yorulunca, yere bağdaş kurup azığını çıkartmış, ne varsa yemeğe koyulmuş. İşte ne olmuşsa o zaman olmuş birden ayakucunda gözüne takılan bir delikten, önü sıra ite kaka bir beyaz taşı yuvarlayıp çıkaran bir köstebek görmüş. Köstebek delik önünde başlamış yuvarlak taşla oynamaya. Hikaye bu ya. Delikanlı dikkatini çeken bu yuvarlağa el atacak olunca köstebek hemen dar atmış kendini deliğe. Delikanlı yuvarlağı bir süre parmaklarının arasında dolaştırmış, sonra bıçağını çıkarıp başlamış bu sütbeyaz taşı yontmaya. Daha ilk bıçak sürmesinde kendi dünyasında şimdiye kadar duymadığı insanı ta içten yakan, deli divane eden bir ses: “Ah insanoğlu bana kıymasaydın ya!” diye bir feryat koparmaz mı…  Delikanlı şaşırıp elinden taşı atmış. Taş yere düşünce ayın ondördü gibi bir kız olmuş!... Sonra ufalanmış, yusyuvarlak, tostoparlak bir hale gelmiş. Delikanlının şaşkın bakışları arasında yuvarlana yuvarlana geldiği deliğe girip kaybolmuş. Delikanlı durur mu, başlamış deliği eşelemeye!... Ay batmış gün doğmuş, gün batmış ay doğmuş, ay batmış gün doğmuş… Delikanlıyı arayan köylüler, delikanlıyı 7 kat yerin altına giden dapdaracık bir kuyuda boğulmuş olarak bulmuşlar. Yalnız, derisi yüzülmüş kanlı parmakları sıkı sıkıya birkaç lületaşını tutuyormuş.